Cilt bariyerinin temel unsuru olan korneositler doğal nemlendirici faktör içermektedir (Martini, 1992). Doğal nemlendirici faktör (NMF) hümektan gibi davranarak derinin nemli kalmasını sağlarken, dışarıdan gelen zararlı etkenlere karşı da koruma sağlamaktadır. İçeriğinde yüksek oranda amino asit (yaklaşık olarak %40’ı kadar), laktik asit, üre ve şeker gibi hidrofilik yapılar bulundurur (Fowler, 2012).
Stratum corneum’da bulunan lipitler var olan suyun buharlaşmasını engelleyerek derinin nemli kalmasına yardımcı olur çünkü Stratum corneum’un dehidratasyonu deride kuruluğa yol açmaktadır. Bu lipitlerin yaklaşık %40-50’si seramidlerden, kalanı ise kolesterol ve yağ asitlerinden oluşmaktadır (Wertz, 2000).
Kozmesötikler cildin doğal nem tutma özelliklerini taklit ederek ve transepidermal su kaybını önleyerek etki eder. Nemlendirici kozmesötikler etki mekanizmasına göre örtücüler (yumuşatıcılar), hümektanlar, emolyentler ve protein yenileyiciler olarak sınıflandırılabilir (Lynde, 2001). Protein yenileyici olarak kullanılan nemlendirici maddelere ise örnek olarak hyaluronik asit, kolajen, keratin ve elastin verilebilir ve içerikler cildin temel aminoasit yapısını yenilemektedir.
Örtücüler transepidermal su kaybını bloke ederek nemlendirme sağlayan petrolatum, lanolin, mineral yağları, silikon ve çinko oksit gibi maddelerdir. Örtücüler yalnızca yüze değil, saça da uygulanan bakım kremlerine nemlendirici etki sağlamak amacıyla ilave edilebilirler. Deri ve saçta pürüzsüz ve sağlıklı bir görünüm sağlasalar da, deride uzun süre kalması komedon oluşumuna neden olabilmektedir.
Hümektanlar ise Stratum corneum’daki suyu çekerek etki ederler ve kozmetiklerde kullanılan gliserin, sorbitol, propilen glikol ve üre bu şekilde cildi nemlendirmektedir (Yazan ve ark., 2010).
Emolyentler yağlı yapısıyla hücrelerin arasına girerek derinin su kaybını önleyen nemlendirici maddelerdir. Seramidler, kolestrol ve fosfolipitler bu sınıfına dahil olan yoğun nemlendirici ajanlardır. Emolyentler atopik dermatit ve psöriazis gibi kuruluğun eşlik ettiği patolojik durumlarda tedaviye yardımcı olarak da kullanılmaktadır.
Dermatit deride oluşan enflamatuar reaksiyonların ismidir. İritan kontakt dermatit ile atopik dermatiti birbirinden ayırmak gerekir. İritan kontakt dermatit sabun ve deterjanllar gibi iritanlarla cilt bariyerinde meydana gelen hasar sonucu oluşmaktadır ve klinik görünümü atopik dermatite benzemektedir. Teşhis için uzman hekimin muayenesi gerekmektedir.
Atopik dermatitte enflamasyon, prüritus, kronik ya da dönemsel egzema lezyonları ile karakterizedir. Ayrıca IgE antibodilerinin fazla üretimi ile karakterize çevresel alerjenlere karşı hipersensivite gelişmiştir. Atopik dermatitin çoğunlukla atopi ile aynı anlamda yanlış olarak kullanılmaktadır (Sivamani ve ark., 2016). Genetik ve çevresel şartlar atopik dermatitin predispozan faktörleridir. Bu çevresel etmenler toz, polen, bazı yiyecekler ve kozmetikler olarak sralanabilir.
Atopik dermatitte Stratum corneum lipitlerinin yapısı değişmektedir. Stratum corneum‘un değişen yapısı transepidermal su kaybını arttırır. Stratum corneum’da 11 seramid çeşidi bulunmaktadır ve atopik dermatit hastalarında bu seramidlerin bazılarının miktarı önemli ölçüde azdır (Persikov ve ark., 2010) Deri mikrobiyomu da atopik dermatit hastaları için oldukça önemlidir. Bariyerin bozulması ile alerjenler Stratum corneum’dan kolayca penetre olur. Böylece, antijen sunucu hücreler ve immün hücrelerle etkileşerek enflamasyona, dolayısıyla da deride kızarıklık, kaşıntı ve kabarıklığa neden olur. Tedavisinde topikal kortikosteroidler, emolyenler, oral antihistaminikler, antibiyotik ajanlar, immunosupresfiler kullanılmaktadır. Dolayısıyla kombine bir tedavi uygulanır; yağ bazlı duş jelleri, lipidik yapıda olan emolyentlerin, üre içeren kozmesötiklerin düzenli kullanımı ile ilaç tedavisi desteklenmelidir.
Nemlendirici mekanizmalar cildin sağlıklı yapısını, esnekliği, bariyer yapısını ve bazı hidrolitik enzimlerin fonksiyonunu yerine getirebilmesi için elzemdir.Doğal nemlendirici faktörleri içeren destekleyici ürünlerin uzun süreli kullanımı kuruluğa bağlı birçok deri rahatsızlığında hastaları rahatlattığı bilinmektedir. Bu nedenle bu terapötik ajanların klinikteki fayda sağlayan rolü doktorlar ve eczacılar tarafından daha çok kabul edilmektedir.
KAYNAKLAR
- Fowler, J. (2012). Understanding the role of natural moisturizing factor in skin hydration. Pract Dermatol, 9, 36-40.
- Lynde, C. W. (2001). Moisturizers: what they are and how they work. Skin Therapy Lett, 6(13), 3-5.
- Martini, M. C., & Seiller, M. (1992). Les produits hydratants. Technique et documentation, 196-210.
- Persikov, A. V., Pillitteri, R. J., Amin, P., Xu, K., Nowak, I., Kirchner, M., Martin, S. (2010). Changes in the ceramide profile of atopic dermatitis patients. J Invest Dermatol, 130, 2511-4.
- Sivamani, R. K., Jagdeo, J. R., Elsner, P., & Maibach, H. I. (Eds.). (2015). Cosmeceuticals and active cosmetics. CRC Press.
- Yazan Yasemin, Kozmetik Bilimi,2010, Nobel Tıp Kitapevi