28 Kasım 2025 / Cuma
  • Ana Sayfa
  • Gündem
  • Röportaj
  • Dermokozmetik
  • Yeni Ürün
  • Anne & Bebek
  • Atama
  • Vitamin
  • İlaç
  • Medikal
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Gündem
  • Röportaj
  • Dermokozmetik
  • Yeni Ürün
  • Anne & Bebek
  • Atama
  • Vitamin
  • İlaç
  • Medikal
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Sağlığın Yeni Yüzü: Ayna, Sensör ve Kod Arasında İnsan

Tuncay TAŞKIN Yazan Tuncay TAŞKIN
26 Kasım 2025
Kategori : Manşet
A A
Dünya Longevity Konusunda Nasıl İlerliyor? Üniversitelerde Ne Gibi Araştırmalar Yapılıyor?

Tuncay TAŞKIN yazdı…

Geçtiğimiz hafta katıldığım İnovasyon Haftası, Türkiye’de dijital sağlık teknolojilerinin geldiği noktayı ve gelecekte nereye evrileceğini gösteren son derece ilham verici bir etkinlikti. Üniversitelerin, girişimcilerin ve gençlerin geliştirdiği projeler, geleceğin sağlık sistemlerinin artık yalnızca hastane duvarları içinde değil, yaşamın her alanında, hatta insanın en mahrem anlarında bile şekillenmeye başladığını açıkça ortaya koyuyordu.

Bu etkinlikte beni en çok etkileyen iki proje vardı:
Birincisi, OSTİM Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilen meme kanserine karşı erken teşhis amacı taşıyan akıllı ayna teknolojisi;
ikincisi ise liseli gençlerin yüz tanıma teknolojisiyle kişinin yaşını tahmin eden yapay zekâ yazılımı.

Her iki proje de, yapay zekânın insan yaşamına dokunduğu iki farklı ama tamamlayıcı alanı temsil ediyor: sağlıkta erken teşhis ve biyometrik analiz.

Etkinlikten bir süre sonra ziyaret ettiğim Medikal Park Hastanesi’nde karşılaştığım optik ve sensör tabanlı idrar analizi yapan akıllı tuvalet sistemi, dijital dönüşümün artık yalnızca inovasyon fuarlarında değil, hastane altyapılarında da somut biçimde hayata geçtiğini gösterdi.
Hasta, kişisel barkodunu okuttuktan sonra örneğini veriyor; sistem idrarı otomatik analiz ediyor ve sonuçları saniyeler içinde hastane bilgi sistemine iletiyor.

Bu teknoloji, laboratuvar yükünü azaltırken hata payını en aza indiriyor ve süreçleri hızlandırıyor.
Artık hastaneler yalnızca tedavi merkezleri değil, aynı zamanda biyolojik veri üreten dijital sistemler haline geliyor.

Bu sistem, Prof. Dr. Arzu Baloğlu editörlüğünde yayımlanan “Sağlık Teknolojilerinde Gelecek: İnovasyon ve Trendler” kitabının “Laboratuvar Tıbbında Yapay Zekâ ve Akıllı Laboratuvarlar” bölümünde öngörülen vizyonu bugüne taşıyor:

“Artık laboratuvarlar insan eliyle değil, veriyle düşünen sensörler ve otomatik algoritmalarla çalışıyor.”

Yakın gelecekte bu sistemlerin, atıklardan alınan verilerle metabolik yaş, hidrasyon, hormonal denge veya enflamasyon düzeyi gibi parametreleri analiz edip sonuçları doğrudan kişisel sağlık uygulamalarına göndermesi mümkün olacak.
Yani vücudumuz artık veriyle konuşacak, sağlık sistemleri ise onu anında dinleyecek.

OSTİM Teknik Üniversitesi’nin geliştirdiği sistem, optik ve termal görüntüleme teknolojileri sayesinde meme yüzeyindeki anormal sıcaklık değişimlerini ve patolojik işaretleri algılayabiliyor.
Evde ya da sağlık merkezlerinde non-invaziv (vücuda müdahalesiz) biçimde tarama yapabilen cihaz, yapay zekâ destekli analizlerle kullanıcıyı bilgilendiriyor.

Bu teknoloji yalnızca erken teşhisi desteklemiyor; aynı zamanda kadınların sağlık farkındalığını artıran dijital bir sağlık asistanı işlevi görüyor.
Bu yönüyle, “Sağlık Teknolojilerinde Gelecek” kitabının “Tıbbi Görüntüleme Alanında Yapay Zekâ” bölümünde ifade edilen vizyonu doğruluyor:

“Yapay zekâ destekli görüntüleme sistemleri, sağlıkta erken teşhisin sınırlarını yeniden çiziyor.”

Gelecekte bu sistemler yalnızca sıcaklık değişimini değil; biyometrik yüz verilerini, damar yapısını, cilt oksijenasyonunu ve mikromimik hareketleri de analiz ederek kişinin biyolojik yaşını, dolaşım kalitesini ve stres düzeyini hesaplayabilecek.
Bir başka deyişle, geleceğin aynaları yalnızca yansıtmayacak bizi okuyacak.

İnovasyon Haftası’nın en ilham verici yönü, dijital sağlıkla ilgilenen genç zihinlerin cesaretiydi.
Liseli gençlerin geliştirdiği yüz tanıma yazılımı, yapay zekâ algoritmalarıyla yüz hatlarını analiz ederek yaş tahmini yapabiliyordu.
Henüz basit bir demo olsa da, bu tür sistemlerin gelecekte çok daha ileri düzey sağlık uygulamalarına entegre edilmesi mümkün.

Yarın bu sistemler;

  • Cilt analiziyle erken dermatolojik hastalıkları saptayabilir,
  • Mimik tanıma ile stres ve yorgunluk düzeyini analiz edebilir,
  • Biyolojik yaş hesaplaması yaparak kişiye özel takviyeler ve öneriler sunabilir,
  • Dijital ikiz teknolojisiyle bireyin biyometrik verilerini kullanarak gelecekteki sağlık senaryolarını simüle edebilir.

Bu tür girişimler, yalnızca bir yazılım değil; insan–makine etkileşimini yeniden tanımlayan vizyoner sağlık modelleridir.

Yakın gelecekte sağlık sistemleri, yalnızca hastalıkları tedavi eden değil, insanı tanıyan, öğrenen ve öngören ekosistemlere dönüşecek.
Her bireyin bir dijital ikizi olacak; genetik, davranışsal ve çevresel veriler yapay zekâ sistemleriyle entegre edilerek kişisel sağlık öngörüleri oluşturulacak.

Sensörler, laboratuvar duvarlarından çıkıp aynalarımıza, giyilebilir cihazlarımıza ve hatta ev eşyalarımıza yerleşecek.
Belki de çok yakında sabah aynasına bakan biri yalnızca saçını değil, vasküler durumunu, stres düzeyini ve hücresel yaşını görebilecek.
Tuvalette yapılan bir test, laboratuvara gerek kalmadan hidrasyon, mineral dengesi veya hormonal değişimleri raporlayacak.

Ancak bu dönüşüm, yalnızca teknik bir ilerleme değil aynı zamanda etik bir sınav.
Kişisel sağlık verilerinin yapay zekâ sistemleriyle paylaşılması, veri güvenliği, mahremiyet ve etik zekâ konusunda yeni standartlar gerektiriyor.
Dijital sağlıkta güven, teknolojiden değil, etik bilincin gücünden doğacak.

Aynı zamanda bu dönüşüm, yalnızca teknoloji değil, erişilebilir sağlık anlamına geliyor.
Yapay zekâ destekli cihazlar sayesinde erken teşhis, artık herkesin evine, aynasına ve banyosuna kadar ulaşabilecek.

Bugün OSTİM’in akıllı aynası, Medikal Park’ın sensörlü analiz sistemi ve gençlerin yüz tanıma yazılımı, dijital sağlık devriminin üç farklı sahnesini oluşturuyor.
Üniversiteler, hastaneler ve gençler… hepsi aynı geleceğin ortak paydasında buluşuyor:
veriye dayalı, erişilebilir ve insan merkezli sağlık.

Artık bir aynaya baktığımızda yalnızca yüzümüzü değil, sağlığımızı görebiliyoruz.
Bir hastane tuvaletinde yalnızca hijyen değil, biyolojik analiz yapılabiliyor.
Bir lise laboratuvarında ise geleceğin yapay zekâ sistemleri kodlanıyor.

Dijital sağlık artık bir kavram değil, yaşayan bir ekosistem.
Sensörler, algoritmalar ve veri; insanın yaşamına dokunan sessiz bir devrimin bileşenleri.

Teknoloji ilerliyor, ama merkezinde hâlâ insan duruyor.

Okuma Önerisi:

Dijital sağlık teknolojilerinin geleceğine, yapay zekânın tıptaki etkisine ve laboratuvarlardan bireyin yaşam alanlarına taşınan inovasyonlara daha derin bir bakış arayan herkes için,
Prof. Dr. Arzu Baloğlu editörlüğünde hazırlanan, “Sağlık Teknolojilerinde Gelecek: İnovasyon ve Trendler” kitabı geleceğe dair güçlü bir kaynak niteliğinde.

Tartışmaya katılmak için lütfen giriş yapın
OTC News

Barbaros Hayrettin Paşa Mah. 1993 Sk. Papatya Residence 2. No: 35. A Blok. Kat: 6 Daire; 109
ESENYURT/İSTANBUL
Tel: 0212- 853 63 05 Fax: 0212- 853 63 15

© 2021 Tekprosis Bilgisayar - Tekprosis Professional Partner

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Gündem
  • Röportaj
  • Dermokozmetik
  • Yeni Ürün
  • Anne & Bebek
  • Atama
  • Vitamin
  • İlaç
  • Medikal
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM

© 2021 Tekprosis Bilgisayar - Tekprosis Professional Partner