Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği’nin (FFD) konferans serisi kapsamında konuk konuşmacısı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu oldu. Dernek hakkında açıklamalarda bulunan FFD Başkanı Prof. Dr. L. Ömür Demirezer, derneğin tedavide kullanılan tıbbi bitkiler ve hayvansal ya da mineral doğal ürünlerle ilgili araştırmaları teşvik etmek, ürün kalitesi ile ilgili yetkili makamlarla toplantılar yapmak, konu ile ilgili çıkacak yasa ve yönetmeliklere katkıda bulunmak gibi görevleri üstlendiğini belirterek, Fitoterapi konusunda etik değerlerin önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. L. Ömür Demirezer ve Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülbin Özçelikay’ın açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu, “Tıp Etiği açısından Bitkilerle Tedavi” konulu konuşmasına başladı. Bitkilerle tedavi konusunda hekim sorumluluğunu örnek vakalarla, tıp etiği boyutlarıyla değerlendiren Prof. Dr. Çobanoğlu, bu konuda eczacılarla işbirliği içinde çözüm sunulması gerekliliğini vurguladı. Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu bitkilerle tedavinin yoğun ilgi gördüğünü, bitkilerin ancak doğru kullanıldığında tedavi edici etkilere sahip olduklarını, bilinçsiz kullanım sonucu ise toplum sağlığının tehdit altında olacağını belirtti. Prof. Dr. Çobanoğlu, sadece bilinçsiz kullanım değil aynı zamanda yapılan etik ihlallerden de bahsederek bir dönem zayıflatıcı bitkisel ürünlerde sahtecilik yapıldığını ve bu ürünlerin içine sibutramin ve türevleri gibi sentetik farmasötiklerin kasten katıştırılarak terapötik etkinin artırılmasının hedeflendiğinden ve bu ürünlerin bilinçsizce kullanılması sonucu ölümlerin meydana geldiğinden söz etti. Biyokorsanlık konusuna da değinen Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu, 1980 yılına kadar patent yasalarına göre “doğanın ürünleri”nin patentlenmesine izin verilmediğini, 1980 yılında petrolü ayrıştırabilen bir bakterinin patenti için açılan davada, bu mikroorganizma için patent hakkı tanındığını, mahkemenin patentlenebilirlik için ürünlerin “canlılığına ya da cansızlığına” değil, insan icadı olup olmadığına bakılması gerektiğini açıklaması sonucu biyoteknolojik patentlerin önünün açıldığını ve kısa süre içerisinde hem ABD, hem de Avrupa ve Japonya’da yaşam formlarının patentinin alınmasının rutin hale geldiğini belirtti. Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu, ilaç, gıda ve benzeri zaruri ihtiyaçlarda fiyat rekabeti sağlamak amacıyla patent hakkı tanımamayı tercih eden gelişmekte olan ülkelerin, dünya pazarındaki ticaret paylarının azalması korkusu nedeniyle başarılı olamadıklarını, sonuç olarak TRIPS anlaşmasıyla tüm tarafların bitki ve mikroorganizmalar için minimum fikri mülkiyet standartları oluşturmasının şart koşulduğunu, bu şartlara uyulmaması halinde etkin ekonomik yaptırımların belirlendiğini açıkladı. Prof. Dr. Çobanoğlu, TRIPs anlaşmasıyla biyoteknolojik ürünlerin patentlenme sayısının ABD’de 1989 yılında yaklaşık 2000 olduğunu bu rakamın 2002 yılında 8000’e yükseldiğini ve günümüzde çok arttığını belirtti. Folklorik bilgilerin ve biyolojik kaynakların toplumların kültürel kimliklerinin önemli bir parçası olduğundan söz eden Prof. Dr. Çobanoğlu, bu bilgi ve kaynakların insanların günlük hayatlarında hayati bir rol oynamakta olduğunu ve gelişmekte olan ülkelerdeki milyonlarca insan için gıda güvenliği ve sağlık anlamına geldiğini sözlerine ekledi. Prof. Dr. Çobanoğlu, endüstrinin, biyolojik kaynaklar bakımından çok daha zengin olan gelişmekte olan ülkelere yönelerek özellikle yerel halklar tarafından kullanılmakta olan bitki çeşitlerine odaklandıklarını dolayısı ile folklorik bilgilerin ve kullanılan biyolojik kaynakların hızla kuzeyli büyük şirketlerin tekeline geçme ihtimalinin, ileride yerel halkların bu bilgileri, biyolojik kaynakları ve hatta süreçlerini dahi kullanmalarını engelleyebileceği tehlikesinden bahsederek sözlerini tamamladı. Soru ve cevaplarla interaktif bir toplantının kapanışında Dernek Başkanı Prof. Dr. Demirezer ve II. Başkan Prof. Dr. Yalçın tarafından, Prof. Dr. Çobanoğlu’na teşekkür belgesi ile FFD Monografları-Tedavide Kullanılan Bitkiler kitabı takdim edildi.