Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Süleyman Güneş, oda merkezinde düzenlediği basın toplantısında eczacıları ilgilendiren konulara dikkat çekti. Toplantıya; Genel Sekreter Prof.D r. Mustafa Aslan ile Sayman Ecz. M. Tansu Gülsoy da katıldı.
Oda Başkanı Ecz. Süleyman Güneş konuşmasında şunları söyledi;
Geçtiğimiz hafta sağlık çalışanlarını da çok yakından ilgilendiren Torba Yasa Teklifi TBMM’ye sunuldu. Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen teklifte sağlık çalışanlarının emekli maaşını artıran 4.Maddede hekim ve diş hekimlerine yer verilirken, kamu eczacılarımız bu kapsama alınmadı. Yüce meclisimizin almış olduğu karara saygı duyuyoruz. Fakat Ankara Eczacı Odası olarak kamu eczacılarımızın hak ettikleri emeklilik düzenlemesi için çalışmalarımıza devam edeceğimizi belirtmek isteriz.
Eczacılık fakültesi ve kontenjan sayısı artıyor, işsizlik de artıyor!
Son dönemlerde eczacılık alanında yaşanan en önemli sorunlardan biri, eczacılık fakültesi kontenjanları ve sayılarındaki artıştır.
En son bilgilere göre 60’a yakın eczacılık fakültesi var ve bu fakültelerden 37 kadarı aktif olarak öğrenci alımı yapıyor. ÖSYM’nin son verilerine göre bu sene 2 bin 618 öğrencimiz eczacılık fakültelerinden mezun oldu ve bu durum mezun olan arkadaşlarımızın işsizlik problemi ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor.
Eczacılık fakültelerinin sayısının artması ise verilen eğitimin kalitesini azaltıyor. Şuan eğitim veren bazı eczacılık fakültelerimizdeki dekanların eczacılık fakültesi mezunu olmadığını biliyoruz. Yine fakülte sayısının fazla olması nedeni ile eczacılık fakültesi mezunu olmayan öğretim üyeleri ders veriyor. Bu durum da verilen eğitimin kalitesinin azalmasına ve eğitim seviyesinin düşmesine neden oluyor.
“Yardımcı Eczacılık” zorunluluğu hem yeni mezunları hem serbest eczacıları zora sokuyor
Yine eczacılık fakültelerinden mezun olan arkadaşlarımıza “Yardımcı Eczacılık” zorunluluğu getirildi. Bu uygulamaya göre, yeni mezun eczacılar serbest eczane açabilmek için bir yıl süre ile yardımcı eczacılık yapmak zorunda bırakılıyor.
Bu durum bazı sorunlara neden oluyor;
Yeni mezun arkadaşlarımız bir yıl süre ile çalışabileceği eczane bulmakta zorlanıyor. Kamu veya özel hastanelerde bir yıllık sürelerini tamamlamak isteyen meslektaşlarımız ise kadro bulamıyor.
Yardımcı eczacı çalıştırmak ile ilgili kanunda tanımlanmış ücret ve sigorta bedelinin yüksek olması da yardımcı eczacılık yapmak zorunda olan meslektaşlarımızın çalışacak eczane bulmasını güçleştiriyor.
Mezun sayısı ile eczane sayısı örtüşmüyor!
Eczacılık fakültelerinden mezun olup yardımcı eczacılık yapmak zorunda olan öğrenci sayısı ile yardımcı eczacı çalıştırma zorunluluğu olan eczane sayısı örtüşmüyor.
Ankara’dan örnek verirsek; Ankara’da yer alan üç eczacılık fakültesinden mezun olan öğrenci sayısı yaklaşık 330 iken, yine Ankara’da yardımcı eczacılık yapılabilecek eczane sayısı bu sayının üçte biri kadar.
Bir diğer sorun ise; yardımcı eczacılığa başvuru yapabilmek için yeni mezun gençlerin diplomalarını alması ile ilgili. Farklı üniversitelerden mezun olan arkadaşlarımız aynı zaman diliminde diplomasını alamadığı için mezunlar arasında haksız bir durum ortaya çıkıyor.
Eczane açacak yer bulamıyorlar
Eczacılığın geleceği ile ilgili yaşanabileceğini ön gördüğümüz bir diğer sorun ise, bir yıllık süreci tamamlayan bu genç arkadaşların eczane açabilecek yer bulamayacak olması. Çünkü mezun olan eczacı sayısı ile açılabilecek eczane sayısı birbiri ile tutarsız.
31 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6308 sayılı yasaya göre, ilçelerde her 3 bin 500 kişilik nüfusa bir eczane açılabilmesi zorunluluğu getirildi. Bu durum yeni eczane açılmasının önüne geçmektedir. Yine Ankara ilinden örnek vermek gerekirse Çankaya ilçesinde önümüzdeki 10 yıl boyunca eczane açılamayacak. Şuanda en fazla eczane açılabilecek ilçemizin Etimesgut olduğunu biliyoruz.
Bu durumun çözümü için belirli bir dönem eczacılık fakültelerine öğrenci alınmaması, öğrenci alımına başlandığında ise şuan ki kontenjanların düşürülmesi ve son olarak da fakültelerin taban puanlarının yükseltilmesi ile bu sorunun çözülebilmesi için adım atılmasını öneriyoruz.
Reçetesiz ilaçlar ve eş değer ilaçlar konusunda halk daha fazla bilgilendirilmeli
Eczanelerimizde yaşanan şiddet olaylarının çoğu hasta ve hasta yakınlarının reçetesiz ilaç almak istemeleri nedeni ile yaşanıyor. Kontrole tabi, psikotrop ilaçlar ve uyuşturucu ilaçları reçetesiz almak isteyen hastalarımız başta olmak üzere, reçetesiz antibiyotik almak isteyen kişiler eczacılarımıza şiddet uygulayabiliyor. Sizlerin de yakından bildiği üzere, geçtiğimiz günlerde reçetesinde yer alan ilacın eş değerini almak istemeyen bir kişi de yine eczane çalışanlarına şiddet uyguladı.
Öncelikle eş değer ilacın bazı kişi ya da gruplar tarafından yanlış yorumlandığını belirtmekte yarar var.
Eczanelere gelen hastaların yüzde 96-98’i ilaçlarını SGK geri ödemesi kapsamında alıyor ve SGK sistemine göre eş değer ilaçların belirli bir tanımı mevcut. Örneğin A ilacının etken maddesi olan X1′ in etkin olabilmesi için Y mg miktarında olması gerekiyor. A ilacı yerine verdiğiniz B ilacında bulunan X1 etken maddesi de, belirtilen Y mg miktarında ise o ilacı eş değeri olarak verebiliyorsunuz.
İçerisinde Y mg X1 etken maddeye sahip ilaç yerine; X2, X3 etken maddesine sahip ilacı veremezsiniz. Bu bir suçtur ve cezai yaptırımları vardır.
Reçetelere marka değil etken madde ismi yazılmalı
Eş değer ilaçlar piyasaya çıkmadan önce resmi makamlarca denetimlerden geçmektedir. Etken maddelerin birden fazla üretici tarafından üretilmesi de, ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Özetle etkin miktarda etken maddeye sahip ilaçlar aynı tedavi etkinliğine sahip olmak koşulu ile üretilebilmektedir. Sağlık Bakanlığımızın onayı ile piyasaya arz edilen bu ilaçların ruhsatlandırılması aşamasındaki kriterler de bunu içermektedir ve bu bir zorunluluktur. Tüm bunların ışığında hem ilaçta yaşanabilecek yolsuzluk hem de gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmesi için, daha önce yaptığımız açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi; “İlaçlar markası ile değil etken maddesi ile reçete edilmelidir.”
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) yaşanan şiddet olayı sonrası Türk Eczacılar Birliği(TEB)’ne ve TEB aracılığı ile de tüm eczacı odalarına gönderdiği yazıda eş değer ilaç ve etken madde tanımlarına bir kez daha açıklık getirmiştir. Ancak halkımızın daha fazla bilinçlendirilmesi ve düşük olan sağlık okuryazarlığının artırılması için bu konuda en yetkili otoriteler olan TİTCK ve TEB’in kamu spotları ve benzer faaliyetler ile toplumun bilinç düzeyini artırabileceğine inanmaktayız.
Nöbetçi eczanelere daha kolay ulaşılacak
Ankara Eczacı Odası olarak halkımızın nöbetçi eczanelere daha kolay ulaşabilmesi için mobil bir uygulama geliştirdik. Kişiler Ankara İli tüm ilçeleri ve Kırıkkale’deki ilçelerde hizmet veren tüm eczacılara ve o gün nöbetçi olan eczanelere ulaşabilecek. IOS ve Android’ e uyumlu olacak bu ücretsiz uygulamayı Ağustos ayı içerisinde hizmete sunmayı planlıyoruz.