Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği’nin Nielsen şirketi ile 2020 yılında yaptığı anket çalışmasında, tüketicilerin %92’si takviye edici gıda ürünlerinin etiketini okuduğu, %77’si etiketteki bilgileri yeterli bulduğunu ve %89’u da etikette ürünün ne tür bir fonksiyonel fayda sağladığını okumak istediğini belirtmiştir. Tüketicilerin, etikette yeterli bilgi bulamayınca, arama motorlarında güvenilir olmayan kaynaklara yöneldiğini belirten belirten Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği Başkanı Samet Serttaş, “takviye edici gıdaların etiketinde sadece uyarılara değil, tüketicilere sağladıkları faydayı anlatmaya da odaklanmalıyız” dedi.
Takviye Edici Gıdaların günlük yaşama pozitif katkı sunacak fonksiyonel bir fayda sağlayacak gıdalar arasında yer alması nedeniyle; sağladıkları bu fonksiyonel faydanın tüketicilere eksiksiz bir şekilde anlatabilmesi gerekiyor. Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği Başkanı Samet Serttaş, “ABD, AB ve ülkemizde takviye edici gıdalarda sağlık beyanı kullanımı konusunda yasal düzenlemeler yapılmış ve etikette kullanılacak beyanların sınırları mevzuat ile belirlenmiştir.” Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği’nin Nielsen şirketi ile 2020 yılında yaptığı anket çalışmasına göre, “Ülkemizde takviye edici gıda tüketicilerinin %92’si ürünün etiketini okuduğu, %77’si etiketteki bilgileri yeterli bulduğu ve %89’u da etikette ürünün ne tür bir fonksiyonel fayda sağladığını okumak istediğini belirtmiştir. Tüketiciler, gıda ile ilgili yeterli bilgiyi etikette almadıklarında kimi zaman güvenilir olmayan kaynaklara yönelmektedir. Bu yüzden takviye edici gıdaların etiketinde sadece uyarılara değil aynı zamanda tüketicilere sağladıkları faydayı anlatmaya da odaklanmalıyız” dedi.
ABD bu alanda ilk mevzuat düzenlemesi yapan ülkeler arasında yer alıyor
1994 yılında çıkartılan DSHEA (takviye edici gıdalar sağlık ve eğitim yasası) ile ABD, bu alanda ilk mevzuat düzenlemesi yapan ülkelerin başında geliyor. Bu yasa ile ürün etiketinde sağlık beyanı kullanmak için FDA (ABD gıda ve ilaç dairesi) bir başvuru kabul ediyor. FDA için sağlık beyanını onaylama kriteri, başvuruda açık kaynaklar ve bilimsel çalışmalarda bu konuda geniş bir görüş birliği olması olarak ön plana çıkıyor.
AB’de ise durum ABD’den daha farklı bir şekilde gelişim gösteriyor. Tüm AB Üye Devletleri’nde sağlık beyanı kullanımına ilişkin kuralları belirleyen 1924/2006/EC sayılı yönetmelik, herhangi bir gıda grubunun, gıdanın veya gıdanın bileşiminde bulunan öğelerin sağlıkla ilişkisini belirten, ileri süren veya ima eden beyanı olarak tanımlanıyor. Öte yandan beyanların AB’de yapılabilmesi ancak bazı şartları sağlaması ile mümkün oluyor. Beyan yapabilmek için öncelikli olarak beyanların, EFSA tarafından bilimsel olarak doğrulaması yapılıyor. Beyanlar, genel kabul görmüş bilimsel kanıtlara dayandırılıp, mevcut bilimsel verilerin toplamı dikkate alınarak kanıtlandıktan sonra beyana izin veriliyor. Yani sağlık beyanları belirsiz, yanlış, yanıltıcı ve aldatıcı olamıyor.
Gıda Takviyelerinin Fonksiyonel Faydaları Konusunda Toplumda Farkındalık Yaratmalıyız
Ülkemizde gıdalarda sağlık beyanı kullanımını düzenleyen ilk düzenlemenin, AB mevzuatlarına paralel olarak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2017 yılında çıkarılan mevzuat ile yapıldığına vurgu yapan Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği Başkanı Samet Serttaş, 2018 yılı sonunda, 5996 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile bu yetki Sağlık Bakanlığı’na devredildiğini paylaşırken açıklamasına, “Gıda ve takviye edici gıdalarda sağlık beyanı kullanımında izin verme yetkisi 05.12.2018 tarihinden itibaren Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumuna aittir. 2017 yılında Tarım ve Orman Bakanlığının yayımladığı yönetmeliğin ekinde gıdalarda hangi beyanların kullanabileceği net olarak açıklanmış durumda. Aynı AB’de olduğu gibi, mevzuatın ekinde belirli koşulları sağlaması şartıyla beyanların etiketinde yer alması için ilave bir izne gerek duyuluyor. Mevzuatın ekinde yer alan bir beyanı etiketinize yazabilmeniz için belirtilen bileşenin ürününüzde belirli miktarlarda yer alması gerekiyor. Bu miktarı sağlamanız durumunda, beyan yapabiliyorsunuz. Yani gıda takviyesi üretici ya da ithalatçılarının ürünlerde yanıltıcı, yanlış beyanda bulunma şansı bulunmuyor. Ayrıca genel olarak beyanlar; yanlış, muğlak veya yanıltıcı, gıdanın aşırı tüketimini teşvik ya da tasvip eden veya dengeli beslenmenin gerekli besinleri sağlayamayacağını ima eden türden olamıyor. Beyanlar, diğer gıdaların güvenliği ve/veya yeterli düzeyde besleyiciliği konusunda şüphe uyandıramıyor. Tüketicide korkuya yol açabilecek veya korkuyu istismar edebilecek bedensel işlev değişikliklerine atıfta bulunmak da mümkün değildir. Türkiye’de gıda takviyesi konusunda bir ürün hem piyasada hem de piyasaya henüz çıkmadan sıkı bir şekilde denetlenir. Ayrıca ülkemizde gıda takviyesi üreten ya da ithal eden herkes tüketicilere doğru bilgiyi yasal sınırlar içerisinde verebilmenin yollarını aramalı, yasa dışı tıbbi iddialar hakkında uyanık olmalı ve toplumda farkındalık yaratmalıyız” diyerek sözlerini bağladı.