Ecz. Gülay Güleşce VAROL yazdı…
‘’Sahip olduğumuz en paha biçilmez hediye temiz bir vicdan, iyi bir sağlıktır. Yaratıcımıza olan sevgi ve kendini tanıma, birincisini verir; Homeopati’de diğerini’’
Dr.Samuel Hahneman
Kısa bir aradan sonra tekrar merhabalar. Yazıma homeopati tedavi sanatının kurucusu, insanlığa müthiş bir hediye bırakan ünlü Homeopat Dr. Samuel Hahneman’ın çok güzel bir sözüyle başlamak istedim. Bu vesileyle Hahneman’ı minnet ve saygıyla anarken; ülkemizde de sık rastladığımız NATRİUM remedisinden bahsetmek istiyorum.
NATRIUM İNSANI
Natrium remedisinin ana teması duygusal acının bastırılmasıdır. En sık rastlanan yapısal tip remedilerindendir. Natrium büyük bir tuz remedisidir. Tuz nasıl ki her şeyi tutar, Natrium da herşeyi tutar. Çoğu Natrium içlerindeki acıyı ve hassasiyetlerini gizlemede öyle başarılıdırlar ki pek çok homeopat ilk etapta onları açık ve dengeli kişiler olarak görür. Aslında duygusal acı, dengeli görünümün altında saklanıyordur. Natrium’un patolojisinin merkezindeki duygusal acı; her çocuğun ihtiyaç duyduğu koşulsuz sevginin verilmediği çocukluk döneminde başlar. Ebeveynler genellikle iyi niyetli ve kendilerince sevgi doludur, fakat kendi duygusal acılarını saklamakta oldukları için sevgilerini koşulsuz ve özgürce sunamazlar. Natriumun’un duygularını bastırışı basit duygularını ifade etmeyi başaramama halinden çok daha derindir. Öyle ki zamanla bu acı veren duyguları tümüyle unutmak yönünde güçlü bir kararlılık içerir ve aslında hiçbiri bunun farkında bile değildir. Her zaman mutlu bir çocukluk geçirdiğini düşünen hasta derin bir terapi sırasında bu duyguları açığa çıktığında büyük bir şok yaşar. Çocuk görünüşte ebeveynleri tarafından kucaklanarak, sevgi gösterilerek büyütülmüş olabilir, fakat bir çocuk gerçekte ebeveyninin aslında sevgi hissedip hissetmediğini ya da korku, öfke gibi duygular duyup duymadığını hisseder. Bebekler evdeki duygusal atmosfere karşı olağanüstü hassastır ve onları kandırmak mümkün değildir. Bu nedenle bir çocuk koşulsuz ya da yalın sevginin kendisine doğru akıp akmadığını hisseder.
Bir NATRIUM ebeveyn; ya kendi kalbini korumak için onu kısmen kilit altına almıştır ya da tıpkı çocuğunun onun sevgisine ihtiyaç duyması gibi o da çocuğunun sevgisine ihtiyaç duymaktadır. Bu sevgi eksikliği çocuk tarafından çok şiddetli hissedilir ve öylesine acı vericidir ki çocuk bir müddet sonra incinmemek için kalbini bir noktaya kadar kapatmayı öğrenir. Çocuk duygusal olarak ne kadar açsa, kalbinin etrafındaki koruma o derece yoğunlaşır ve çocuk o derece daha az duygusal bir birey olarak büyür. Böyle bir çocuk kucaklanmaktan ya da öpülmekten hoşlanmaz. Çünkü hem niyetlenen etkiyi hissetmez hem de kapalıyken çok daha güvende olan kalbini tekrar açıp incitmek istemez.
NATRIUM ebeveyneleri ve çocukları arasında iki tür etkileşim biçimi vardır:
1.Klasik Natrium için öngörülen tiptir; ebeveynler görece temkinlidir, duygularını belli etmezler. Çocuk kısa sürede duygusal olarak donuk ve soğuk hale gelerek kendini korumaya alır. Bu tür çocuklar kapalı NATRIUM’lar olmak yolunda büyürler. Duygularının çoğunun farkında değillerdir.
2.Bu etkileşim türü diğerinin tam tersidir. Ebeveynler çocuklarına aşırı derecede sevgi ve ilgi gösterirler.
Çocuk ebeveyninden ayrılamaz ve onlara aşırı bağımlı bir hale gelir. Koşulsuz sevgiye ulaşamayan Natrium insanı yetişkinlik döneminde de ulaşılamayan kişilere aşık olur. Natrium yetişkini kontrollü bir insandır. Çünkü duyguları göstermekten ve açığa çıkaracak durumlardan kaçınmak için güçlü bir öz kontrol gerekir. Kendini yok sayacak kadar verici olabilir. Küçükken sevilmeyen Natrium kötü bir insan olduğu için sevilmediğini verici olmanın kendisini iyi bir insan yapacağını düşünür. Böylece belki sevgi kazanabilir. Natrium mükemmeliyetçidir. Çocukluğunda sevilmediği için yeterince iyi olmadığını hisseder. Ve bu duyguyla baş etmenin yolu her şeyi yapabildiğinin en iyisini yapmaktan geçer olduğunu düşünür. Natrium’un mükemmeliyetçiliği çok geniş sınırlara yayılabildiği gibi bazen sadece belli konulara ait de olabilir. Tipik olarak Natrium’un okuldaki ya da işteki performansı mükemmel olmalıdır. Natrium; ne insanı ne de negatif duyguları kolay kolay bırakamaz. Natrium’un geleneksel görünüşü, karamsarlık ve geçmişteki mutsuzluklarına saplanmasıdır. Natrium yüksek ahlak değerlerine sahiptir. Davranışları kendi yüksek standartlarının altına düştüğü zaman kendi kendilerini hayal kırıklığına uğrattıklarını hissederler. Dolayısıyla Natrium’un sözü genellikle güvenilir bir sözdür. Tüm Natrium’lar belli ölçüde oyuncudur. Mutsuz olduklarında yüzlerine parıl parıl parlayan bir ifade maskesi takarlar. Ki bazen bu maske kalıcı bir hale de gelebilir. Özellikle Natrium Muriaticum depresyona çok yakın bir tiptir. Üzüntüsünün ana kısmı çocuklukta, ruhun en kırılgan olduğu dönemde edinilir. Depresyonunun pek çok faktörü vardır. En güçlü olanları sevginin kaybı ile ilgili durumlardır. Bu nedenle; Birinin ölümü Ayrılık, sevilen birine karşı yabancılaşma yeni bir depresyon sürecinin başlamasına yol açabilir.
NATRİUM; sahnede kederle dolu kalbine, iç dünyasına rağmen maskesini takmış insanları güldüren, teselli eden bir palyaçodur. Herkes şunu bilir ki palyaçonun kalbi kırıktır. Bilmedikleri şeyse bir doz Natrium’un kalbi onarmaya yardım edebileceğidir. Natrium insanına teselli, mental çalışma, konuşmak, sıcaklık iyi gelmez. Açık hava, soğuk suyla yıkanmak, sağ tarafa yatmak iyi gelir.
Natrium insanını özetlemek gerekirse;
- Kapalı, sorumlu, mağrur
- Ayrılık acısından ve kederden hastalık geliştirir. Sessiz kederleri vardır.
- Depresyon, hatta intihar hissi bile olabilir
- Mükemmeliyetçidirler
- Teselli edilmekten hoşlanmazlar
- Üzgün ama ağlayamazlar
- Hüzünlü müzik iyi gelir
- Ciddi, aşırı sorumluluk sahibi, yüksek ahlaki değerlere sahip kişiler
- Alkol kullandığında kontrolü kaybetme durumları vardır
- Tırnak yerler
- Eski yaşanmışlıkları özellikle negatif, hüzünlü olayları hiç unutmazlar
- Yalnızlığı tercih ederler ve iyi gelir
- İçe dönük yapıları vardır
- Tuz severler
- Çekiçlenir gibi baş ağrısı yaşarlar.
Natrium insanının, yarasını saklayan kapkalın bir duvarı ve maskesi vardır. Ve çocukluğuna ait olamadığı koşulsuz sevgiyi almak için bekleyen yüreğinin, bir doz da olsa Natrium Muriaticum’a ihtiyacı vardır. Natrium Muriaticum; maskesini takmış palyaçonun kapkalın duvarlarla sarılmış; koşulsuz, susamış yaralı yüreğine dokunup yaşam gücünü sanki yeniden hayata başlıyormuş gibi aktive eder. Ve ona şunu fısıldar: onarılmış yüreğine duvar örmeden hayata yeniden merhaba de, kendini toprakla. Çünkü hayat SEVİNCE, SEVİLİNCE ve PAYLAŞINCA güzel.
Sevgi ve muhabbetle…
Kaynak:
Homeopatik Psikoloji, Dr. Philip M.Bailey
Homeopatik Remediler Kullanım Klavuzu