Cell Biotech firmasından Genobilim Uzmanı Dr. Sang Hyun Lim: “Probiyotikleri almadan önce ya da sonra bağırsak mikrobiyomunuzu gözlemleyerek, uygun takviyeyi seçmek mümkün” dedi.
Değişen beslenme alışkanlıklarının bağırsak sağlığını olumsuz etkileyerek, yaşam kalitesini düşürdüğünü hepimiz biliyoruz. Sindirim sistemi sorunları yaşayan pek çok insan da çareyi probiyotiklerde arıyor. Son yılların en popüler konularından biri haline gelen probiyotikler, doğal ve takviye olarak iki şekilde kullanılabiliyor.
Uzmanlar, ikinci beyin olarak görülen bağırsakların mikrobiyotasını korumanın önemli olduğu konusunda uyarıyor. Peki, probiyotikler bağırsaklarda nasıl etki gösteriyor ve bilimsel çalışmalar ne diyor?
“Fermente çay ve gıdaları tüketerek sağlıklı bağırsak mikrobiyotasını korumak yeterli olmayabilir” diyen Kanada Dalhousie Üniversitesi’nde eğitimini tamamlayan Genobilim Uzmanı Dr. Sang Hyun Lim, “Hastalıklara neden olan abur cuburlara günümüzde kolayca maruz kalıyoruz. Bağırsaklarımız; yediklerimiz, stres, ilaç kullanımı ve çevresel faktörler nedeniyle daim tehdit altındadır. Dengeyi korumak için probiyotik almamız gerekir” şeklinde konuştu.
Araştırmalar, mikrobiyomunun dengesizliğinin bulaşıcı ve metabolik hastalıkların, enflamatuar bozuklukların ve hatta kanserin bile altında yatan neden olduğunu kanıtlıyor. Günlük beslenmeye eklenen probiyotik takviyeleri ise mikrobiyomun bozulma derecesini azaltmaya yardımcı olabilir.
Hangi durumlarda probiyotik kullanılmalı?
Dr. Lim, obezite, huzursuz bağırsak sendromu, inflamatuar bağırsak hastalığı ve metabolik sendrom gibi sorunları bulunanların probiyotik takviyeler alabileceklerini belirtti: “Probiyotikler, konakta bağışıklık tepkisini artırmak ve patojenleri engellemek için bakteriyosin salgılamak gibi çok çeşitli roller oynar. Güncel araştırmalar, mikrobiyom-bağırsak-beyin ekseni, bağırsak-karaciğer ekseni, bağırsak-cilt eksenine kadar uzanıyor” açıklamasını yaptı.
Miktarı ve özellikleri önemli
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) probiyotikleri yeterli miktarda alındığında konağın sağlığı üzerinde yararlı etkiler sağlayan canlı mikroorganizmalar olarak tanımlıyor. Probiyotiklerin midedeki asitlerden korunarak, bağırsağa geçmeleri için özel bir teknolojiyle üretilmesi gerekiyor. Çift kaplama teknolojisine sahip probiyotiklerde bulunan bakteri türünün miktarı da ürünlerde belirtilmiş olmalıdır.
“Daha fazla bakteri daha fazla yarar sağlar anlamına gelmemektedir” ifadesini kullanan Dr. Lim, “Tüketiciler miktarı, bakterilerin kompozisyonunu ve saklama koşullarını göz önünde bulundurmalı. Bakteriler vücudumuza girdiğinde, en kısa sürede çoğalmak ve büyümek için zamana ihtiyaç duyar. Güvenilir probiyotiklerin etkisi, in vitro, hayvan testi, insan klinik denemeleri ve mikrobiyom analizi gibi birçok yolla kanıtlanmış olmalıdır” dedi.
Bağırsaklar düzenli takip edilebilir
Bağırsakların rutin sağlık kontrolleri gibi takip edilebileceğini anlatan Dr. Lim, “Probiyotikleri almadan önce ya da sonra bağırsak mikrobiyomunu gözlemleyerek, uygun takviyeyi seçmek mümkün. Bu tarz hizmetler sunan firmalar var” diye konuştu.
Soğuk zinciri korumak gerekiyor
Probiyotikler, canlı mikroorganizmalardır. Ölmelerinin temel nedeni oksidasyondur. Oksidasyonla, iç organlar, protein ve enzimler zarar görür, insan bağırsaklarına ulaştığında metabolizmalarını tekrar başlatamazlar. Soğuk zincir, probiyotikleri oksidasyondan koruyabilir, çünkü soğuk ısı termodinamik olarak yavaş oksidasyon yapar. Ancak, kaplama teknoloji sayesinde, kaplama malzemesi bakterileri oksidasyondan koruyabilir.