Pandemi’nin e halinde eczacılara hitaben konuşan Osman Müftüoğlu ilaçlar gibi takviyelerin de yalnızca eczanelerden satılması gerektiğini hatta bunun bir zorunluluk olduğunu ifade etti.
Prof. Dr Osman Müftüoğlu Konuşmasında;
“Çok zor günlerden geçiyoruz. Pandemi hepimizi hem ekonomik, hem de yaşam olarak etkiledi ama en çok sağlık olarak etkiledi.’’
Ayrıca sağlık alanında 3 önemli sorun oluştu;
1-Kaygı bozukluğu ve bunun getirdiği uyku sorunları,
2-Hareketsizlik ve hareketsizliğin getirdiği kilo sorunları,
3-Bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkileri.
Bağışıklık sistemine en çok ihtiyacımız olan bu dönemde bağışıklık sisteminizin uyku bozukluğu kilo sorunu gibi nedenlerle baskı altına alınması nedeniyle takviyeler ile desteklenmesi gerektiğini de gündeme getirdi.
Gıda Takviyeleri Zaruri!
Yeni hayatın bize dayattığı bazı sorunların çözümünde sadece bağışıklık desteklerine değil pek çok alanda desteğe ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı.
Artık bundan sonra ve hiçbir zaman bizim yeteri kadar D vitaminini güneşten almamıza yetmeyecek. Yeni hayat vücudumuza giren probiyotik miktarını azaltacak, yine yeni hayat şartları yüzünden artık yeteri kadar Omega 3, Koenzim Q10 kazanamayacağız.
Yeteri kadar mineral alamayacağız ve bu nedenle daha çok kalsiyum eksikliğine daha çok magnezyum, selenyum, iyot, çinko eksikliğine maruz kalacağız.
İşte bu nedenlerden dolayı takviye desteği artık bir moda ya da lüksten çıkıp zaruri ve yaşamsal hale geldi.
Hangi Takviye!
Bu günlerde hangi takviyeyi ne zaman ne şekilde ve en faydalı olarak hangi formda alacağız soruları ortaya çıkıyor.
Bugün geldiğimiz noktada artık eczanelerin çoğu raflarının büyük kısmını bu gıda takviyelerine ayırdı tüketicilerin çoğu da doğru takviyeyi almak ve danışmak üzere eczanelere gitmeye başladı.
Sadece Eczanelerden Satılmalı!
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu; “Takviye işinin ilaç kadar önemli olduğunu söyleyerek sözlerine eczanelerin özellikle pandemi dönemindeki önemini vurgulayarak devam etti. Müftüoğlu; ‘Asla eczane dışında herhangi bir yerde takviye satışının olmasını uygun bulmuyorum. Bu tür ürünlerin de ilaçlar gibi sadece eczanelerde satılmasını, eczacılar tarafından hastalara ulaştırılmasını ve bilgilendirilmesini doğru buluyorum. Eczacılık mesleğinin muhterem çalışanları ve uygulayıcıları tarafından bu işlerin yapılması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Biyoyararlanım En Önemli Konu!
“İşte tam da burada biyoyararlanım meselesi, doğru üretilmiş güvenilir takviye meselesi gündeme geliyor.
Son günlerde çok sık tekrarladığım ve gerçek olmayan üreticilerin eleştirilerine maruz kaldığımı bilmeme rağmen hala ısrarla tekrarlamaya devam edeceğim çöp takviyelerden, ot- çöp ürünlerden uzak durmanın yolu bilimsel olarak üretilmiş, ciddi teknolojilerle desteklenmiş biyoyararlanımı yüksek ürünlere yönelmektir. Bu tür ürünlere de ancak eczanelerden ulaşabilirsiniz” dedi
Biyoyararlanım konusu üzerinde ısrarla duran Osman Müftüoğlu ilaçta olduğu gibi artık takviyelerde de vazgeçilemez bir kavram olduğunu ifade etti. Eğer bir takviyeye ilaç muamelesi yapmıyorsanız, o takviyeden ne kadar ne süreyle, ne dozda ne şekilde yararlanacağınızın asla bir garantisi olamaz.
Biyoyararlanımda Lipozomal teknolojinin önemi;
Biyoyararlanım meselesi takviye işinin bir numaralı belirleyicisidir. Bunun için de son yıllarda Avrupa ve Amerika’da ilaç dışında takviyelerde de sıklıkla kullanılmaya başlayan lipozomal teknolojinin öneminden bahsetti. Son yıllarda ülkemize de gelen lipozomal teknoloji sayesinde biyoyararlanım sorununun çözüldüğünü bunun ülkemiz için büyük bir kazanım olduğunu ifade etti.
Özellikle D vitamininde, C vitamininde, B12 vitamininde, Koenzim Q10’de, Glutatyon’da, Curcumin’de, Resveretrol’da biyoyararlınımın çok önemli olduğunu, bunların lipozomal formları dışında biyoyararlanımlarının son derece düşük olduğunu ifade etti.