Ankara Eczacı Odası yeni yönetimi basın mensupları ile bir araya geldi. Toplantıda eczacılıkta yaşanan sorunlara değinen Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Taner Ercanlı, eczacılar olarak önemsedikleri konuların en başında halkın ilaca erişimi olduğunu belirterek, “Son dönemlerde hem yerelleşme sürecinin ilaç endüstrisine yansımaları hem ilaç kuru hem de Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)’nde yaşanan değişiklikler nedeni ile halkımızın ilaca ulaşmasında bazı sorunlar yaşanmaktadır” dedi. Başkan Ercanlı, konuşmasında ilaç üretiminin hemen hemen her aşamasında ithal ürünlerin kullanıldığına işaret ederek şu anda üretilen yerli ilaçların yalnızca kullanılan tesis ve çalışanların yerli olduğunu belirtti. Başkan Ercan bununla ilgili olarak “Yerli ilaç üretimindeki bu süreç “İlaçta Kısmi Yerelleşme”den çıkarılıp, üretimin her aşamasında yerelleşmeye gidilmelidir ve jenerik ilaçların da tercih edilmesi sağlanmalıdır” diye konuştu.
Yerelleşme sürecinde yaşanan aksamalar ve ilaç fiyat politikaları neden ile bazı suni gözyaşları, bazı burun spreyleri ile bazı astım ve KOAH ilaçlarında sıkıntılar yaşandığını belirten Başkan Ercanlı, Ankara Eczacı Odası olarak yerli ilaç üretimi ve jenerik ilacı desteklediklerini belirterek, “Bunların yanı sıra, bu sürecin daha etkin yönetilerek, hastalarımızın ilaca ulaşımındaki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“İlaç kuru en çok kronik hastalıklarda kullanılan ilaçları etkiliyor”
Halkın ilaca erişiminin önündeki bir diğer engelin İlaç Fiyat Kararnamesinden kaynaklandığını dile getiren Oda Başkanı Ecz. Ercanlı şunları kaydetti: “Bildiğiniz gibi ülkemizdeki ilaçların Dönemsel Avro Değeri, Avrupa Birliği üyesi olan ve en ucuz ilaç fiyatına sahip beş ülke referans alınarak hesaplanmaktadır. Son olarak Şubat 2019 tarihinde yapılan değişiklikle bu değer 3,40 olarak belirlenmiştir. Ancak Dönemsel Avro Değerinin Avro kuru ile arasında meydana gelen makas farkı, pek çok firmanın ilaçlarını Türkiye pazarından çekmesine ya da piyasaya kısıtlı ilaç sunmasına neden olmaktadır. Özellikle kanser, astım, KOAH, hipertansiyon ve MS gibi kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların piyasada bulunması ile ilgili sıkıntılar yaşanmaktadır.”
Hastaların ilaca erişimini zorlaştıran başka etmenin SUT’ta yapılan değişiklikler olduğunu kaydeden Ecz. Ercanlı “Sizlerin de bildiği üzere geçtiğimiz günlerde SUT’ta yapılan değişiklikle daha önce nöroloji uzmanlarınca reçetelenen bazı ilaç gruplarının sadece psikiyatristler tarafından yazılması şeklindeki düzenleneme neticesinde, hastalarımızın bu ilaçlara erişiminde sıkıntılar baş göstermiştir. Hastalarımız hem çok sayıda hekime giderek daha fazla muayene ücreti ödemek zorunda kalmakta hem de birden fazla hekim reçetesi ile bize başvurmak zorunda kalmaktadır. Yine astım ve KOAH ilaçlarının reçetelenme şartlarında yapılan değişiklikler ve belirsizlikler hastalarımızın ilaca erişimini kısıtlamaktadır. SUT değişikliğinin biz sağlık profesyonelleri ile görüşülmeden ani kararlarla yapılması, biz eczacılardan önce hastalarımızı mağdur etmekte, hastalarımız ilaçlarına doğru zamanda ulaşamamaktadır. Bu sorunların oluşmasını engellemek için SGK ve Sağlık Bakanlığı’nın Birliğimiz ve biz meslek odaları ile birlikte hareket etmesi ve eczacılarımızın görüşlerini alması mağduriyetlerin önüne geçecektir” ifadelerini kullandı.
Yeşil Pasaport
Yeni yönetimin “Eczacı Değişim Programı” ile Türkiye’deki eczacılar ile gelişmiş ülkelerden eczacıların değişimini içerdiğini belirten Ercanlı; bu değişim programı ile gelişmiş ülkelerdeki eczacılık uygulamalarını görerek gelişim sağlamak istediklerini kaydetti. Ecz. Ercanlı eczacıların nöbet uygulamaları ile 24 saat hizmet verdiklerini belirterek eczacılara yeşil pasaport verilmesini talep ettiklerini belirtti. Ecz. Ercanlı kamu hizmetini 24 saat aksatmadan verdiklerini ve yeşil pasaport hakkı ile bu kamu hizmetinin tescillenmiş olacağını ifade etti.
Şehir Hastanesi çevresinde simsarlar baş gösteriyor!
Ankara Bilkent’te Şehir Hastanesinin çevresinde eczane bulunmamasının hastaların ilaca ulaşamamasına neden olduğuna dikkat çeken Ercanlı bölgede illegal yapılar ortaya çıktığını ve hastane çevresinde ilacını alacak bir eczane bulamayan halkın simsarlarla karşı karşıya kaldığını ileri sürdü. Kapatılan hastanelerin şehir hastanesine taşınırken planlı bir sürecin hayata geçirilmemesinin kapatılan hastanelerin çevresinde hizmet veren eczacıları da zor duruma düşürdüğünü dile getiren Başkan Ercanlı şunları kaydetti: “Bu taşınma sürecinin plansızlığından kaynaklanan bir diğer sıkıntısı ise reçetelerde yaşanmaktadır. Reçetede bulunan hekim kaşesi ile ilacı yazan hekim farklılık göstermektedir. Henüz kaşesini teslim almamış olan hekimler ya başka bir hekim arkadaşının kaşesini kullanmakta ya da şehir hastanesinde muayene ettiği hastasına eski hastanesindeki kaşesi ile reçete yazmaya devam etmektedir. Eczacılar olarak sıkça karşılaştığımız ve bizi oldukça üzen bir başka konu ise “Zam beklentiniz var mı?” sorusudur. İlaç fiyatları Sağlık Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu ilaç politikalarına göre belirlenmekte ve biz eczacılar da Bakanlığın belirlediği fiyatlar üzerinden hizmetimizi sunmaktayız. Bizler için önemli olan ilaç fiyatlarından önce hastalarımızın ilaç ihtiyaçlarını karşılayabilmektir. Ankara Eczacı Odası olarak yetkili otoriteden talebimiz, hastalarımızın ilaca erişimine engel olan; İlaç Fiyat Kararnamesi, yerelleşme sürecinde ortaya çıkan aksaklıklar, SUT değişiklikleri veya geri ödeme kriterleri gibi her ne sebep varsa bu sorunlara ivedilikle çözüm bulunması ve hastalarımıza hekimi tarafından reçetelenen ilaçları sunabilmektir.”
“İlaç markası yerine etken madde ismi”
Eczacılar olarak ilaçların fiyatlarının artmasını değil, düzenlenmesini istediklerini vurgulayan Ercanlı, ilaç fiyatlarından dolayı piyasada yaşanan ilaç sıkıntısının önüne geçilmesini talep ettiklerini belirtti. Piyasada yaşanan ilaç sıkıntısının çözülmesinde bir diğer yöntemin eşdeğer ilaçların reçetelenmesi olduğunu ifade eden Ecz. Ercanlı hastaların bir kısmının eşdeğer ilacı kabul etmediğini belirterek “Mutlaka hekimi tarafından yazılan ilaç markasını istemektedir. Bu durumun reçetelere ilaç markası yerine etken madde isminin yazılması ile çözüme kavuşabileceğine inanmaktayız” dedi.
“Eğitimin niteliği artırılmalı”
Başkan Ecz. Taner Ercanlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Eczacılık fakültelerinin eğitim niteliğinin azalması mesleğimizin gelişiminin önündeki bir diğer engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Ankara Eczacı Odası olarak eczacılık fakültelerinin taban puanlarının yükseltilmesi ve fakültelerimizin asgari eğitime başlama kriterlerine uygun hale getirilmesini talep etmekteyiz. Fakültelerimiz bu asgari şartları sağlayana kadar, hali hazırda eğitim veren eczacılık fakültesi kontenjanlarının azaltılması ve yine bu asgari şartlar tamamlanana kadar yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması, mesleğimizin dünya standartlarını yakalamasını sağlayacaktır. Ülkemizde eczacılığa ışık tuttuğumuzda, eczacılarımızın büyük bir çoğunluğunun eczane eczacılığına yöneldiği görülmektedir. Ancak gelişmiş ülkelerde eczacılık uygulamalarına bakıldığında, başta “Klinik Eczacılık” olmak üzere, eczacıların kamu ve özel sektör ile ilaç sanayinde istihdamının önü açılarak, eczacılıkta çok farklı istihdam alanları oluşturulduğu görülmektedir. Mesleğimizin geleceği için, yeni mezun eczacılarımızın kamu ve özel kuruluşlarda istihdam edilmesinin yolunun açılması ve buralarda görev yapacak eczacılarımızın çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerekmektedir.