Son günlerde yaşanan bazı ilaçların piyasada bulunmaması ile ilgili sorun üzerine bir yazılı açıklama yapan TEİS Genel Başkanı Ecz. Nurten SAYDAN “Bazı ilaçların piyasada bulunmamasının en büyük nedeni ilaç firmaları ve ecza depolarının fiyat artışının yürürlüğe gireceği 20 Şubat tarihine endeksli olarak üretim ve sevkiyat planlaması yapmasından kaynaklanmaktadır. Eczacılar yüzünden yaşanan bir sorun bulunmadığı gibi, eczacıların bu gibi sorunları aşmak için kullanabilecekleri yegane argüman olan il dışı takas eczacılık yasamıza aykırı bir şekilde de engellenmektedir” dedi. Saydan’ın açıklaması şöyle ; “Vatandaşlarımızın hergün eczanelerimize geldiklerinde yaşadıkları sorun yüzünden bazı basın yayın organlarında eczanelerimiz birinci hedef gösterilerek yapılan haberler eczane eczacılarının sendikası TEİS olarak bizleri ziyadesi ile üzmektedir. Hastalarımız ilaç yokluğu sorunu ile eczanelerimizde karşı karşıya gelmektedir ama sorunun kaynağı eczanelerimiz değildir. Ülkemizde ilaç fiyatlarının belirlenmesi Bakanlar Kurulu Kararına göre yapılmakta olup , 2017 yılında ilaç fiyatlarının belirlenmesinde 2016 yılının Euro kurunun %70’inin esas alınacağı yasal mevzuata göre çok önceden belli olduğundan ve tüm yetkililerin de bildiği üzere dünyadaki en ucuz ilaç fiyatları bizim ülkemizde yürürlükte olduğu için ilaç firmaları imalatlarını ve ithalatlarını 2017 yılında yeni fiyatların yürürlükte olacağı tarihe göre ayarlamış ve planlamış bulunmaktadırlar. Diğer taraftan ; ilaç üretim ve ithalatının ertelenmesine bağlı olarak ecza depoları ve ilaç firmaları stoklarındaki ilaçların eczanelerimize sevkiyatını minimum seviyede tutmakta olduğundan yıl sonu kapanışı, yılbaşı tatili gibi çeşitli gerekçelerin arkasına sığınılarak, aralık ayından bu yana piyasada bulunmayan ilaç sayısında hızlı bir artış yaşanmış durumdadır. Tüm bu gerçekler göz ardı edilerek , sağlıkta dönüşüm projesini nerede ise tek başına yüklenerek bugünlere ulaşmasını sağlayan eczane eczacılarının töhmet altında bırakılması son derece yanlıştır. 2017 Yılı için ülkemizde belirlenen ilaç fiyatları Bakanlar kurulunun 21.02.2016 Tarih ve 2016/8505 sayılı Değişiklik Kararnamesi ile belirlenmiştir.Kararname şöyle demektedir.: (2) Beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk Lirası cinsinden 1 (bir) Avro değeri; bir önceki yılın Resmi Gazete’de ilan edilen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının günlük Avro döviz satış kuru gerçekleşmeleri esas alınarak hesaplanacak olan yıllık ortalama Avro değerinin yüzde 70 olarak belirlenen uyarlama katsayısı ile çarpılması suretiyle belirlenir. Fiyat Değerlendirme Komisyonu her yılın Ocak ayının ilk 5 işgünü içerisinde toplanarak yukarıda belirtilen usuller dahilinde beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak 1 (bir) Avro değerini ilan eder. Fiyat değişimleri MADDE 7- (3) İlaç fiyatlarının tespitinde kullanılan Avro değerinde yapılacak olan değişiklikler Komisyon kararının ilanından itibaren 45 gün sonra yürürlüğe girer. Kararnameye uygun olarak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz kurumu 2017 yılı ilaç fiyatındaki avro değerini ilan etmiştir. Firmaların Dikkatine – İlaç Fiyatlarının Belirlenmesinde Kullanılan Avro Değerinde Değişiklik Hakkında Duyuru 03 Ocak 2017 Tarihli Fiyat Değerlendirme Komisyonu kararına göre ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan avro değeri 1 € =2,3421 TL olacak şekilde değişmiştir. İlaç fiyat listesinde, fiyatlar 20 Şubat 2017 tarihinde geçerli olacaktır. Yukarıda ilgili bölümlerini paylaştığımız yasal mevzuattan da açıkça anlaşılacağı üzere 2017 yılının şubat ayında ilaç fiyatlarının artacağı ülkenin ekonomik koşulları göz önünde bulundurulduğunda önceden bilinmeyecek bir konu değildir. Vatandaş olarak hepimiz; akaryakıt, tekel, elektrik, doğalgaz vb. ürünlere gelecek fiyat artışlarının uygulama tarihlerini gayet iyi bilmekteyiz. Bu tip ürünlerin fiyat artışları piyasada yokluğunun çekilmemesi için en geç bir hafta sonra yürürlüğe girerken, neredeyse altı yıl sonra ilk defa gerçekleşecek olan ilaç fiyatlarındaki %10’luk artışın yürürlüğe girmesi için neden 45 gün beklenmektedir? Fiyat düşüşleri hemen ertesi gün yürürlüğe girebiliyorken neden bu konuda gerekli yasal düzenleme yapılmamaktadır? Her zaman kolaylıkla töhmet altında bırakılan eczanelerimizin bırakın stok yapmaya müsait sermayeye sahip olmasını, neredeyse %95’inin kredi ve borç sarmalında olduğu göz önünde bulundurulursa, bir çoğu çeklerini ödemekte zorlanmakta, 20 Şubata kadar dayanacak güçleri dahi bulunmamaktadır. Ayrıca : eczanelerin bölgelere göre farklılık gösteren “yok ilaçları “ bulunmakta olup bunları il dışında yani farklı bir eczanedeki meslektaşı ile TAKAS yapma hakkı da kanunumuzda olduğu halde yönetmeliğimizle ENGELLENMEKTEDİR. Sendikamızca kanuna aykırı olan bu durum için Danıştay’da dava açılmış olup, hukukun ve yetkililerin ivedilikle bu mağduriyeti “yaşadığımız bu sıkıntılı günleri görerek “ kaldırmasını bekliyoruz. Zira, Örneğin; Ankara’da eczanesi bulunan meslektaşımız,Kırıkkale’deki meslektaşı ile ilaç takası yaparak hasta vatandaşına ilaç temin edememektedir. Eğer yetkililer yaşanan sorunu çözmek için harekete geçmeyerek, eczanelerimizin STOKÇULUKLA suçlanmasına seyirci kalacak olursa; 20 şubata kalmadan vatandaşlarımız ciddi bir ilaç yokluğu ile karşı karşıya kalacak, sorun katlanarak büyüyecektir. TEİS olarak vatandaşlarımız ve kamuoyuna tekrar hatırlatmak isteriz: SAĞLIKTAN TASARRUF OLMAZ, BULUNMAYAN İLAÇ EN PAHALI İLAÇTIR. Dünyanın neredeyse en ucuz ilaç fiyatlarının uygulandığı ülkemizde ekonomik zorunluluk gereği yapılması gereken ilaç fiyat artışını geciktirmenin bedeli halk sağlığı açısından telafi edilemez boyutta olacağı gibi, bu vebalin sorumlusunun da eczacılar olmadığını kamuoyunun bilgisine sunarız.”