Dr. Ecz. Metin UYAR
Değerli okurlar bu sayıda size bir hayalden bahsedeceğim. İlk dinlediğimde beni çok heyecanlandırmayı başarmış bir hayaldi. Şimdi ise gerçek oldu. Fitoterapide kullanılan tıbbi bitkiler artık arama motorunda…
Eczacılık öğrencilerine hep “Geleceğin eczacıları” derim. Çünkü mesleğimizin geleceğini onlar ve başarıları şekillendirecek. Bir akademisyen olarak ne zaman bir öğrencim fikirle gelse onu motive etmeye, hayalini gerçeğe dönüştürmesi için desteklemeye çalışırım. Bazen öyle fikirlerle geliyorlar ki ben de heyecanlanıyorum. Bu sefer sunabileceğim destek ancak projenin duyulmasına katkı sağlamak, o nedenle başlayayım size o hayali anlatmaya…
“Böyle bir kaynağa ihtiyaç vardı”
Günlerden bir gün ben yine yeni bilgilerin peşinde, bir kongrede stant alanlarını geziyorum. Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi olan Adil Utku Ertaş ile tanıştık. Bir hayali vardı. Fitoterapide kullanılan tıbbi bitkiler için bir arama motoru geliştirmek… Ertaş “Bitkilerin tıbbi amaçla kullanılan kısmı, biyolojik aktivitesi, kimyasal bileşimi, ilaç etkileşimleri ve kullanım dozu bu arama motorunda yer alacak” diye gerçekleştirmek istediği projeyi anlatırken, ben de çok heyecanlandım. Çünkü tıbbi bitkiler için böyle bir kaynak yoktu. İhtiyaç da vardı. Tek sorun bu hayali gerçeğe dönüştürmek zordu. Çünkü bu binlerce bilimsel yayının araştırılması ve yazılan bilgilerin sürekli güncellenmesini gerekli kılıyordu. Ertaş bu zorlu noktada da hocalarından destek alarak projesini gerçeğe dönüştürmüş.
www.fitofarmasist.com
Eczacılar olarak fitoterapiyle ilgili birçok ders alsak da bilgi çok hızlı yenileniyor. Bu nedenle www.fitofarmasist.com’a ihtiyacımız var. Sitedeki bilgilere bilimsel makaleler referans gösterilerek yer verilmiş. Zaten sitenin bilimsel içeriği Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İpek Süntar tarafından oluşturulmuş. İdari işlerinin yanı sıra hem öğrencilerini desteklemek hem de mesleğimizin gelişimine katkı sağlamak adına elini taşın altına koyup hummalı bir şekilde çalışan Orhan ve Süntar’ı da kutlamak gerekiyor.
“Hata değil, çare bulun”
En büyük alkışı ise hayalini gerçeğe dönüştürmek için Gazi Teknopark’ta çalışan Ecz. Adil Utku Ertaş (Geçen bu sürede mezun olup eczacı meslektaşlarımızdan biri oldu) ve girişimci ekip arkadaşları hak ediyor. Girişimciliği çok önemsiyorum. Ülkemizi ve mesleğimizi daha ileriye taşıyacak en büyük projeler girişimciler sayesinde ortaya çıkacak. Henry Ford’un da dediği gibi “Hata değil, çare bulun”
ECZACILAR İÇİN MESLEKİ İNGİLİZCE KİTABI
Üniversitede öğrencilerimi eczacılık sektöründe kendi alanında başarı elde etmiş örnek kişilerle bir araya getirmeye çalışıyorum. O kişilerin öğrencilere yönelik ortak tavsiyesi ne diye sorsanız “İngilizce öğrenin!” derim. Evet hepsi geleceğin eczacılarına İngilizce öğrenmelerini, bunun artık olmazsa olmaz olduğunu söylüyor. Özellikle de eczane açmaya getirilen sınırlama sonrası geleceğin eczacılarının büyük çoğunluğunun endüstriye veya akademiye yöneleceği düşünüldüğünde bu tavsiyenin altın değerinde olduğunu söyleyebilirim. Global şirketlerde farklı ülkelerden çalışanlar birbirleriyle bu dil sayesinde iletişim kuruyor. Uluslararası iş birlikleri ve yazışmalar için İngilizce gerekiyor. Ayrıca bilgi de çoğunlukla bu dilde üretiliyor. Yani biz akademisyenler ulaşmak istediğimiz yeni bilgilere İngilizce bilmesek asla ulaşamayız. Peki yeni bilgiye ulaşmak akademisyen için önemli de eczane eczacısı açısından değil mi? Bir hastanın gelip size bir şey danıştığını düşünün. Türkçe kaynaklarda sorunuzun cevabını bulamadığınızda uluslararası veri tabanlarındaki makalelere yöneleceksiniz ve orada da İngilizce bilginiz bilgiye ulaşma gücünüzün belirleyicisi olacak. Elbette geleceğin eczacılarıyla bu bilgileri ve çok daha fazlasını paylaştığımızda İngilizce öğrenmek için ciddi şekilde motive oluyorlar. Ancak tam o noktada “Nasıl?” sorusu zihinlerinde beliriyor. “Peki, ben bu dili nasıl öğreneceğim?”… İşte bu noktada artık tavsiye edebileceğimiz bir kaynak var. Ecz. Nihat Demirkol ve Ecz. Berk Zafer’in üzerinde ciddi bir emek harcayarak hazırladıkları “Eczacılıkta Mesleki İngilizce” Kitabı…
İki eczacı hazırladı
İki eczacı da bundan yaklaşık bir yıl kadar önce bana böyle bir kitap hazırlamak istediklerinden ve bunun için çalışmaları başlattıklarından söz etmişti. O zaman bu fikre bayılmıştım çünkü ihtiyaç vardı. O nedenle bu güzel fikrin somut ürününü vermiş olmasından memnunum. Kitabın iki yazarından biri olan Ecz. Nihat Demirkol ile yeni kitabıyla ilgili konuşmak üzere buluştuk. Demirkol’un aslında İngilizce’ye karşı bir tutkusu var. Eczacı olmakla yetinmeyip şu anda Boğaziçi Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği okuyor olması bunun en büyük kanıtı. Tutkusunu gerçeğe dönüştürdüğü kitabıyla alakalı buluştuğumuzda bakın neler anlattı… Demirkol “Öğrencilik yıllarımdan bu yana çok zaman geçmedi. Neyin eksik olduğunu ve neye ihtiyacımız olduğunu yakın zamanda deneyimlemiş biri olarak, kitabın içeriğini oluşturdum. Örneğin ilaç endüstrisinde çalışmak isteyen öğrencilerin işe girme sürecinde mülakatlarda karşılaşabilecekleri soruların ve cevapların İngilizceleri kitapta yer alıyor. Mesela neden eczane açmak istemediği veya neden endüstride çalışmak istediğini anlatan cümleler var.
15 haftalık müfredat
Eczacılık öğrencileri beş yıllık eğitimin sonunda, işe girdiklerinde belirli temel İngilizce kelimelerle ilk defa iş yerinde karşılaşmamalı. Mesela Avrupa İlaç Ajansı, ruhsatlandırma, kırmızı ve yeşil reçete… ne demek bilmeli! Kitabın içinde 15 haftalık müfredat da var. Üniversitelerde hali hazırda bulunan Mesleki İngilizce dersleri için kaynak kitap olmasını istiyoruz. Ama sadece öğrencilere de değil, eczane eczacılarına da ulaşmaya çalışıyoruz. Çünkü eskiye kıyasla günümüzde Türkiye’de, Türkçe bilmeyen çok sayıda insan var. Kendi stajım esnasında İngiltere’den bir kadın eczaneye geldi. Kimsenin İngilizce bilmediğini varsayarak, 2 yaşındaki çocuğuna almak istediği öksürük şurubunu, öksürerek eczacıya anlatmaya çalıştı. Kadını tam anlamasaydık belki ona çocuğa uygun olmayan bir öksürük şurubu verilebilirdi. Yabancı hastaların dezavantajlı bir duruma düşmemesi ve iyi bir sağlık hizmeti alması için kitapta örnek cümlelere de yer verdik. Bu cümleleri, çok iyi İngilizce bilmeyen bir eczacının bile hastasına bilgi verme sürecini kolaylaştıracak şekilde tasarladık. Eczacılar hasta sağlığı açısından gerekli “İlacınızı aç karnına alınız” gibi bilgileri artık kolayca öğrenebilecek. Ya da ilaç ücretinin karşılanmadığını artık hastasına kolayca anlatabilecek.” diyor.
Kaynak önerileri
Ayrıca şöyle devam ediyor Demirkol, “Herkes İngilizce öğrenmek istiyor ama nasıl yapacağını bilmiyor. O nedenle kitapta; mesleki İngilizce için çalışma teknikleri, doğru bilinen yanlışlar, İngilizce çalışırken dikkat edilmesi gerekenler gibi tüyolar yer alıyor. Okunması gereken kaynak önerileri de sunuyoruz. Üstelik bu önerileri eczacılığın farklı çalışma alanlarına göre de özelleştirdik. Bu anlamda kitabı bir rehber olarak tasarladık.”