Uzm. Ecz. Fatih KARATAŞ yazdı…
Kilo kontrolü, obezite, sağlıklı beslenme, zayıflama her geçen gün insanların ilgisinin çığ gibi büyümekte olduğu konulardır. Özellikle yaz aylarına yaklaştığımız bugünlerde “nasıl kilo verebilirim” sorusuyla sıkça karşılaşmaktayız.
Obezite; insan ömrünün uzaması, sağlıklı ve doğal besinlere ulaşmanın zorlaşması, fast-food tarzı beslenmenin artması gibi nedenlerden dolayı giderek yaygınlaşan ve büyüyen bir problem olarak önümüzde durmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1998 Deklarasyonu’nda, modernizasyon ve ekonomik büyümenin, hayat standartlarında artışa yol açarak obeziteyi küresel hale getirdiğini, 2002 yılında ise 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunu olarak kalacağını bildirmiştir. Dünya genelinde obezite, 1980 yılından günümüze iki kat artmıştır. 2015 yılı rakamlarıyla sırasıyla 700 milyon obez ve 2.5 milyar civarında fazla kilolu bulunmaktadır. TÜİK’in 2016 yılı verilerine göre Türkiye’deki her 5 kişiden 1’i obezdir.
Obezite tam olarak nedir dersek; genel olarak, bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu, boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. Obezite üç şekilde sınıflandırılmaktadır;
1.Vücut yağ dağılımına göre: vücut tipi genel olarak,
- Jinoid tip (armut biçimi) : Yağın, daha çok vücudun alt bölümünde (kalça, uyluk ve bacaklarda) toplanmasıyla ortaya çıkan tip; ve daha çok kadınlara özgüdür. Kadınların genetik yapısı ve kadınlık hormonu yani östrojenden kaynaklanır.
- Android tip (elma biçimi) : Yağın, vücudun üst bölümünde (bel, üst karın ve göğüs) toplanması ile ortaya çıkan tip; erkeklerde sıklıkla görülür.
- Yağ hücresine göre; Vücuttaki yağ miktarı, yağ hücrelerinin sayısını ve hacmini yansıtır.
3.Beden Kitle İndeksine göre; BKİ = kilo/ (boy)2
Beden Kitle İndeksi (BKİ) ≥ 30kg / m2; Uygulama kolaylığı ve geniş kabul görmesinden dolayı sınıflamada BKİ tercih edilmektedir.
KATEGORİ | BKİ (kg/m2) |
Zayıf | <18,5 |
Normal | 18,5-24,9 |
(I sınıf ) Aşırı kilolu | 25,0-29,9 |
(II sınıf) Orta obez | 30-34.9 |
(IIa sınıf) Şiddetli obez | 35,0-39,9 |
(III sınıf) Morbit obez | ≥40,0 |
Obezite Tedavisi
Vücut ağırlığının azaltılması, uzun dönemde vücut ağırlığının daha aşağı düzeyde tutulması, daha fazla kilo alınmasının önüne geçilmesi ve kilo alınmasıyla ortaya çıkabilecek diğer hastalık etmenlerinin kontrolüdür. Tedavi yöntemi olarak diyet, fiziksel aktivite, yaşam tarzı değişikliği, ilaç tedavisi ve cerrahiyi sayabiliriz. Bu yöntemlerin içinden ben sizlere Obezite tedavisinde kullanılan fitoterapötiklerden bahsedeceğim.
Kafein ve Kafein Taşıyan Bitkiler
- Camellia sinensis (Green tea, yeşil çay)
Yeşil çay, Camellia sinensis bitkisinin yapraklarının topladıktan sonra hızla kavrulması ile elde edilir. Yeşil çayda kafeinin yanı sıra yüksek miktarda fenolik bileşikler bulunmaktadır. Kilo kaybettirici etkisinin içerdiği kateşinler nedeni ile ve yağ dağılımına etkisinin ise içerdiği kafein ve teanin ile olduğu bilinmektedir. Zengin kateşinler ve kafein içeren yeşilçay ekstresinin sempatomimetik etki yoluyla termojenik etkisi olduğu ve yağ asit oksidasyonunu arttırdığı gösterilmiş, bu yolla kilo kontrolünde etkisi olabileceği ifade edilmiştir. Kullanımı: 1.8-2.2 gr bütün halde veya parçalanmış bitki alınır 100-150 ml kaynar su eklenerek günde 3 defa içilir. Günde 5 bardaktan fazla yeşil çay içilmesi, içerdiği kafeinden dolayı, baş ağrısı, sinirlilik, uyku problemleri, kusma, diyare, çarpıntı ve titreme gibi yan etkilere neden olabilmektedir. Yeşil çay içeriğindeki kateşinlerinden ötürü antiplatelet etkiyi arttırabileceği unutulmamalıdır.
- Paullinia cupana (Guarana, Guaranin-sabu ağacı)
Tohumları, kahve çekirdeğinin içindekinin iki katı kadar kafein içermektedir. Ayrıca yapısında az miktarda teofilin ve teobromin vardır. Kafeinden dolayı santral sinir sistemi stimülasyonu ve termojenik etkileri bulunmaktadır. Ksantinler ihtiva ettiği için, bronkodilatasyon, santral sinir sistemi stimülasyonu gibi etkilere sahiptir. Toz halindeki bitki oral kapsüller halinde günlük 450 mg-2250 mg şeklinde kullanılabilir. Uykusuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, mide şikâyetleri, kusma, kalp hızı ve tansiyon yükselmesi, diürez, tremor ve deliryum yan etkiler arasındadır.
- Ilex paraguariensis (Yerba maté, Mate ağacı)
Bitkinin yaprakları kullanılır. Bitkinin kuru ağırlığındaki kafein oranı %1-2, teobromin oranı ise % 0.3-0.9’dur. Teofilin çok az miktarda bulunmaktadır. Ilex paraguariensis’in lipid, glukoz, insülin ve leptin seviyelerini iyileştirdiği, özellikle visseral yağ tabakasında azalma sağlayarak kilo kaybına neden olduğu tespit edilmiştir. Uykusuzluk, asabiyet, kusma, kalp hızında ve kan basıncı artış, baş ağrısı ve ritim düzensizliği yan etkiler arasındadır. Günlük dozu 2-4 gramdır (yaklaşık 2-3 çay kaşığı). 150 ml suda 2 gr drog ile hazırlanmış infüzyonu günde 2 defa tüketilmelidir.
Tokluk Hissi Meydana Getirenler
- Plantago ovata (Psyllium, Karnıyarık otu)
Bitkinin tohumları, kilo vermeye yardımcı preparatların bileşiminde çokça yer almaktadır. İçeriğindeki müsilajlar ve yüksek lif içeriği sayesinde mideye ulaştığında hacmi 40-50 kat artar ve böylece mide hacmini kaplayarak tokluk hissi verir. Ayrıca plazma glukoz ve lipid düzeylerini düşürdüğü görülmüştür. Fakat bu etkiler kısa sürelidir ve yapılan klinik çalışmalarda kilo kaybına sebep olabilecek kadar yüksek bir etkiye sahip olmadığı görülmüştür. Yetişkinlerde tavsiye edilen miktar 240 ml su veya meyve suyunda çözünmüş 7.5 gram drogdur. Bireysel yanıta göre günde 1- 3 kez oral yoldan kullanılabilir. Alındıktan sonra üstüne bol su içilmelidir.
- Garcinia cambogia (Brindleberry, Malabar demirhindisi)
Garcinia meyve ve meyve kabuğu ekstrelerinin taşıdığı hidroksisitrik asit (HCA) (%50) nedeniyle; iştahı baskıladığı, hepatik glikojen sentezini arttırdığı, sitrat liyaz inhibisyonu ile karbonhidratların yağlara dönüşümünü ve vücut ağırlığı artışını engellediği düşünülmektedir. Yapılan klinik çalışmalarda etkinliği kesin olarak kanıtlanamamıştır.
- Gymnema sylvestre (Gurmar)
Hintçe’de şeker yok eden anlamına gelen “gurmar” adı ile bilinen, tırmanıcı bir bitkidir. Gurmar yapraklarında bulunan gimnemik asit ve diğer triterpenik glikozitlerin diyabetik hastalarda kan glukoz seviyesini düşürdüğü bilinmektedir. Aşırı karbonhidrat alımının obezitenin başlıca nedenleri arasında yer almasından dolayı obezite tedavisinde kullanılmaktadır. Günlük 400 mg dozda yaprak ekstresinin kullanımı önerilmektedir.
- Hoodia gordonii (Hoodia Cactus, Hoodia)
Anayurdu Güney Afrika olan bir kaktüstür. H. gordonii’nin içindeki aktif madde bir pregnan steroidal glikozit olan P57 (P57AS3)’dir. P57’nin iştahı baskılayıcı etkiden sorumlu olduğu bilinmektedir. Bu etkiyi hipotalamik nöronlardaki adenozin trifosfat miktarını arttırarak göstermektedir. Kilolu fakat sağlıklı gönüllülerle yapılan 15 günlük plasebo kontrollü bir klinik çalışmada, Hoodya ekstresi verilen grubun kontrol grubuna göre günlük kalori ihtiyacının ve vücut yağ miktarının azaldığı belirlenmiştir.
Diğerleri
- Capsicum annuum (Paprika Redpepper, Acı Kırmızı Biber)
Bitkinin meyveleri kullanılır. Meyveler yüksek oranda kapsaisinoidler içermektedir. Bunlar kırmızıbibere yakıcı tadını veren etken maddelerdir. Obezite karşı etkisini Kapsaisinin yağ yıkımı ve termogenezi uyarması ile sempatomimetik etkiyi arttırıcı rolü ile kilo kaybına neden olduğu düşünülmektedir.
- Cocos nucifera (Hindistan Cevizi)
Hindistan cevizi yağı diğer yağlardan farklı olarak orta zincirli yağ asidi (Medium Chain Triglycerid) içerir. MCT yağ asidi diğer yağlara nazaran daha hızlı sindirilir ve enerji sağlar. Böylece hem karaciğer üzerinden daha hızlı enerji sağlanmasına, hem de yağ yakımının aktive edilmesine yardım eder. Ayrıca MCT tüketimi metabolizma hızını arttırır. Yapılan klinik çalışmada günlük 30 grama kadar alınan MCT’nin metabolizma hızını % 5 arttırdığını göstermektedir. Dört hafta boyunca obez erkeklerin tükettiği 30 gram Hindistan cevizi yağının bel çevresini 2.86 cm azalttığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Aslında burada açıklamaya çalıştığım bitkilerin dışında birçok bitki ve yöntem de obezite tedavisi için sıkça kullanılmaktadır. Unutulmamalıdır ki henüz obezite de etkinliği kanıtlanmış kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Bu nedenle piyasaya her gün bir yenisi eklenen zayıflama ürünlerine dikkatli yaklaşılmalıdır. Televizyon, radyo, sosyal medya gibi iletişim kanallarında reklamı yapılan ürünler satın alınmamalı; etkinliği, kalitesi ve güvenliği kanıtlanmamış ürünlere itibar edilmemelidir. Piyasaya kontrolsüz bir şekilde çıkan ürünleri kullanan insanların ölüm haberlerini hep beraber görmekteyiz. Eğer bu konuda bir ürün kullanılmak isteniyorsa doktorunuzdan/eczacınızdan bilgi almadan bu tip ürünleri kullanmamanız sağlınız açısında oldukça önemlidir. Obezite ile mücadelede ana silahların; beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, düzenli spor yapılması, hayat tarzı değişikliği olduğu unutulmamalı; medikal ilaç ve yöntemlerin sadece bu mücadelede bize destek olabileceği gerçeği bilinmelidir.