Ecz. Veysel DEMİRCİ
Ne sattığın değil niçin sattığın önemlidir. Müşterinizi sadece satıcı-ürün-kasa üçgenine sıkıştırmayın. Öncelikle karşılama, sorunu konuşma, çözüm oluşturma, ikna ve en son satış süreçlerini uygulayın.
Bir hikâye;
Ünlü bir japon bilge, çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir. Adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der: – Beni öğrencin olarak kabul et. Bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der: – Kısalt! Adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki: – Git, bir sene sonra tekrar gel. Bir yıl geçer. Bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki: – Kısalt! Adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır. Bilge, gene kabul etmez ve der ki: – Git, gelecek sene gene gel. Gelecek sene olur. Bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister. Bu kez, adam: – Bilmiyorum der ve bilge’den cevabı kendisine söylemesini rica eder. Bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve der ki: – Şimdi kısaldı. Bu hikâye, Japon kültüründe ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir. düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü olgunlaşıp ilerlemenle onlar kendiliğinden yenilgiye uğrarlar.
KISSADAN HİSSE
Bizim meslekte felaket senaryoları bitmek tükenmek bilmez. Kendi çizgimizi uzatmayı öğütlemek yerine hep başkalarının çizgilerini kısaltmamız üzerine telkinler yapılır. Öldük, bittik, mahvolduk, kahrolsun iktidar, SGK, Sağlık Bakanlığı, eczacılık mesleği bitti, vs. vs. Tabii ki haklılık payı var tüm bu söylemlerin. Bununla birlikte hayat devam ediyor ve bir şekilde ilerlememiz, yenilenmemiz, çizgimizi uzatmamız gerekiyor.
Peki ne yapalım da gerçek gündemimize dönelim?
Yukarıdaki hikâyeyi değerli meslektaşım Eczacı İbrahim Uygun’dan dinlemiştim. Yazının içeriği üzerinde değerli eczane danışmanı Bahadır Bülgin ve İbrahim Uygun dostumdan dinlediğim sunumun etkilerini de özellikle vurgulamak isterim. Yayın yönetmenimiz Yusuf Kürkçüoğlu yazımı göndermem gerektiğini hatırlatınca bu hikâye aklıma geldi. Bu hikâyeden mülhem mesleki çizgimizi uzatabilmek için önce kendi çizgimizi oluşturmamız gerektiğini düşündüm. Bu çerçevede bazı önerilerimi sıralamak istiyorum;
DUR VE DÜŞÜN
Önce yararsız gündemlerin sarmalından kurtulmak için dur ve düşün. Hedefini oluştur, kaybetmekten korkma ama pes etmekten kork.
Eczaneni yenile ve mesleki gelişimine katkı verecek danışmanlardan destek almayı ihmal etme. Eczacılıkla ilgili STK’lara katıl, faaliyetlerinde aktif görev al.
Krizleri fırsata çevirmeye çalış. Kuvvetli rüzgâr çıkınca kimileri sığınak yapar kimileri yel değirmeni. Sen ikincisi olmaya bak.
Bir eczacı, personeli kadar iyidir, personel de eczacısı kadar. Ekibini geliştir ve değiştir ama buna önce kendinden başla.
Günümüzde bilginin geçerlilik süresi artık 5 yıla kadar inmiş durumda. Ekibinin bilgisini güncelle, geliştir ve çeşitlendir. Bunun için yeni uzmanlık alanlarına ilgi duymalı ve aktif olarak takip etmelisin.
HASTALIĞI VE SAĞLIĞI YÖNET
Ne sattığın değil niçin sattığın önemlidir. Müşterinizi sadece satıcı-ürün-kasa üçgenine sıkıştırmayın. Öncelikle karşılama, sorunu konuşma, çözüm oluşturma, ikna ve en son satış süreçlerini uygulayın.
Hastalara sizin sadece onların sağlıklı kalmalarıyla ilgilendiğinizi hissettirin. En önemli işiniz hastalarınızın sağlıklı kalmalarına ve sağlıklarını korumalarına yardımcı olmaktır. Eczacılığı sadece ticari zekanızı kullanarak sürdürebileceğiniz bir meslek olarak görmemelisiniz.
Eczacılık mesleğinde başarının yolu hastalarınızı etkileyebilmekten geçer. Bunun için kanıta dayalı bilgilerden aldığınız güçle hastanıza doğru zamanda doğru bilgiyi onun anlayacağı dil ve yaklaşımla sunmalısınız.
Size başvuran insanların hastalığını ve sağlığını yönetmek en önemli önceliğiniz olmalıdır. Bunun anlamı şudur; eczacılık mesleği yeni dönemde ‘’hastalığı ve sağlığı yönetme sanatı’’ olarak konumlanacaktır.
Tansiyon ilaçlarının yan etkileri ve önleyici destekler, bifosfanatların yanlış kullanımından doğacak sağlık riskleri, antibiyotiklerin allerjen etkileri ve sindirim sistemi üzerindeki yan etkileri, Tiroid ilaçlarının cilt, saç ve vücut kompozisyonuna olumsuz etkileri, metforminin emilim azaltıcı etkileri, Proton pompa inhibütörlerinin mide ph’ı üzerindeki olumsuz etkileri ve daha çok fazla sayıda detay hasta üzerinde güçlü etkiler yaratacak olan hastalık yönetiminin önemli parametreleridir. Verdiğiniz şişenin içindeki ilacın rengini, biçimini, kokusunu, kullanıldığında ağızda dişlerde ve barsaklarda oluşturacağı renk koku vb değişimlere kadar ilacın tüm detaylarını bilmek oldukça önemlidir.
GEÇ KALMA
Yeni dönemde profesyonel eczacılık niteliği ön planda olacaktır. Yeni uzmanlık alanlarıyla ilgilenmek bir tercih değil zorunluluk olarak görülmelidir. Bu anlamda özellikle aromaterapi, homeopati, Schüssler mineral tuzları ve yüz tanıma analizi, Fitoterapi’de yeni yaklaşımlar, Sağlıklı beslenme ve diyetetik yaklaşımları, organik formüllerle cilt sağlığı ve bakım uygulamaları, başlıca öne çıkan yeni sağlık destek alanlarıdır.
Sadece reçeteli ilaçlara odaklı değil, diğer tüm disiplinlerle harmanlanmış bir farmasötik bakım ve hastalık yönetimi bakışı kazanılmalıdır.
Ezcümle, biz eczacılar başkalarının çizgilerini kısaltmak yerine kendi çizgimizi uzatmak için daha çok çaba sarfetmeliyiz.
Zaman hızla geçiyor, hayat geçiyor, yine geç mi kalıyor yoksa çoğumuz…
‘’Ve çok geçten daha kötüsü yoktur hayatta’’ diyor Sebahattin Ali.