Ecz. Yusuf KÜRKÇÜOĞLU yazdı…
Hükümet yerli ilaç üretimini artırmak, yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesi için ilaç sanayinin yanında. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, Sağlık Bakanı’ndan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı’na, SGK’dan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na kadar her kesim milli ilaç projesini önemsiyor.
2015 yılında, Türkiye ilaç pazarının, kutu bazında yaklaşık yüzde 73’ü yerli üretimle karşılanmış. Ancak değer bazda bu oran yüzde 42’ye tekabül ediyor. Bu oranın artırılması için çalışmalarda bulunuluyor.
OTC alanında da yerli üretimin teşvik edilmesi ayrı bir önem arz ediyor. Türkiye’de bugün ithal edilen her OTC ürünün yerli üretimi de mevcut. Özellikle gıda takviyeleri alanında ülkemizde yüksek kaliteli ürünler üretilmekte. Orzaks’ın, Zadevital’ın, Berko’nun, Enafarma’nın, Oro İlaçları’nın, Drogsan’ın ve daha birçok firmanın ürettiği önemli ürünler halkın tercihi olmaktadır. OTC alanında yerli üretimin arttığını görmek, kaliteli ürünlerin eczanelerdeki yerini alıyor olması güzel bir gelişme.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hasan Ali Çelik’in, Eczacılık Kongresi’ndeki, “Bizler ilaç sektöründe daha fazla yatırım yapılması için çalışmalar sürdürüyoruz. Özellikle Ar-Ge çalışmalarına daha fazla destek olacağız. Doktorlarımızın reçete yazarken, yerli ilaçları tercih etmeleri gerekiyor. Eczacılarımızın da en azından satışta yerli ürünlere öncelik vermelerini arzu ediyoruz” ifadeleri Hükümetin yerli ilaca olan öneminin göstergesiydi adeta.
Son dönemde artan gribal vakalar sonucu hastalıklarda bir artış söz konusu oldu. Reçetesiz ilaç almak isteyenlerle eczacılar karşı karşıya kaldı. Pazar günleri özel hastanelerde SGK’nın geçmemesi üzerine vatandaşlar fazla ücret ödememek için hem doktora muayene olmuyor hem reçete yazdıramıyor. Vatandaşlar nöbetçi eczaneye giderek kullanacağı ilacı almak istiyor. İlaçların neredeyse tümünün reçeteli satılıyor olması vatandaş ile eczacıyı karşı karşıya getiriyor. İlacı yazdıramayan, ilacını kaybettiği için yeni ilaç alamayanlar için bir çözüm yolu bulunması lazım. Eczacılara bazı konularda inisiyatif tanınmalı diye düşünüyorum.
Eczacılar muayene katkı paylarının eczanelerden alınmaması yönünde yıllardır yetkililere seslerini iletmeye çalışıyorlardı. Muayene katkı payı tahsilatının kaldırılması şöyle dursun yeni yılda muayene katkı payı ücretlerine zam yapıldı. Hastaların daha önce 5 lira verdikleri devlet hastanelerine ait muayene ücreti 6 liraya, eğitim araştırma hastaneleri için verdikleri 5 lira 7 liraya, Üniversite hastanelerindeki muayene katılım payı ise 5 liradan 8 liraya yükseltildi. Vatandaş ile karşı karşıya kalan eczacıların durumu daha zorlaştı bu zam ile.
Bu arada; Medula sisteminde Majistral Preparatlar için kayıtlı Produi listesinin günümüz eczacılık şartlarında kısıtlı bir liste olması sebebiyle SGK kapsamındaki Majistral Preparat ihtiva eden reçetelerin karşılanmasında problem yaşanmakta. Örneğin; lidokain etken madde olarak bu listede bulunmamakta. Günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmiş bir Produi listesinin Medula sisteminde güncellenmesi eczacılarımızın ortak isteği. Eczacıların bir diğer isteği ise eczane tabelalarının yenilenmesinin 2-3 yıllık bir süreye yayılması. Tabelasını yeni yaptıran binlerce eczacının mağdur olmaması için geçiş sürecinin en az 2 yıl olması gerekmekte. Yoksa eczacılara önemli bir gider kapısı daha açılacak…
İlaç alımlarında devletin uyguladığı Euro kurunun 2.33 olması bekleniyor. Bu da yüzde 10’luk bir artışa tekabül ediyor. İlaç fiyatlarında ufak bir artış söz konusu olabilir 2017 yılının başlarında. Euro 4 TL’ye dayanmışken kurun halen 2 TL’den hesaplanması da ayrı bir sorun. Dünyada ilacı en ucuza satan ülke Türkiye. Eczacının durumunu varın siz düşünün…
Bir sonraki sayımız ile İVEK Uluslararası 3. İlaç ve Eczacılık Kongresi’nde olacağız. 26-29 Nisan 2017 tarihleri arasında WOW İstanbul Hotel&Convention Center’da düzenlenecek kongredeki standımıza tüm dostlarımızı bekleriz.
Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle, 2017 yılının herkese sağlık, mutluluk, huzur ve bol kazanç getirmesini temenni ederim.
Esen kalın…